DİĞER
“Ataç’ın 'edebiyat teorisi'yle sistemli bir ilişkisi yoktur. Belirli bir edebiyat ekolüne bağlı kalmak yerine çoğunlukla sezgilerine, öznel yargılarına, zevklerine; okuduğu kitaplardan, dinlediği müziklerden oluşturduğu sanat 'telakki'sine güvenir. Kendi döneminin modalarına, sanat alanındaki egemen yargılara cesurca karşı çıkıp Divan Edebiyatı’nı, alaturka musikiyi Türk kültür hayatından aforoz edildikleri 1930’lu yıllarda sahiplenmiştir.”
"Doğan Yarıcı metni ve dili hallaç pamuğu gibi atarken toplumsal ve bireysel meselelerin de pekâlâ konu edilebileceğini, hatta edebiyatın, edebi ifade biçimlerinin bu konulara bakmanın ve bunlara dair akıl yürütmenin özel bir yolu olduğunu gösteren yazarlardan."
K24'te Temmuz ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kel Kâtip romanı, ‘45-‘50’li yılların Ankarası’na ait, bu yazının izin vermeyeceği bollukta, bugün artık hayal dahi edilemeyecek, tarihe tanıklık eden mahal araştırmacıları için son derece zengin anlatımlar sunar."
“Emeğe, dayanışmaya, mücadeleye ve umuda dair belleklerde taşınan öykülerin, anıların, tanıklıkların kaybolup gitmesini istemedim. Çünkü belleklerde taşınan tarih, taşıyanın ömrüyle var olabiliyor. Ben Türkiye ‘68’inin ihmal edilmiş aktörleri işçilerin, onların son derece kıymetli olan yaşam öykülerini görünür, bilinir hale getirmeyi amaçladım.”
"Doğan Akhanlı, 64 yıl yaşadın, ama onun içine o kadar çok hayat sığdırdın ki! Şimdi küllerin 2010 yılında son bir kez buluşmanız engellenen babanla buluşacak. Hasret giderilecek."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kendi üretim alanını Türkiye'deki sanat tarihçiliğinden bağımsız bir disiplin olarak tanımlayan Doğan Kuban, Türkiye'de mimarlık tarihyazımına yön verdi ve geride büyük bir üretim bıraktı. Mimarlık tarihyazıcılığı yeni bir sayfa açmak için bu üretimle hesaplaşmak zorunda."
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
"Annesinin ölümüne dair hissettiklerini anlattığı 'annen yok, kimsen yok' videosunun herkesi bu kadar etkilemesinin sebebi oradaki sahicilikti, kendi yarasını herhangi bir şov aracına dönüştürmeden spontan bir şekilde paylaşabilmesiydi. Doğan Cüceloğlu’nun yazdıkları yaşamaya devam edecek. Damdan düşmenin utanılacak, sıkılacak bir şey olmadığını, yaranın dönüştürülebilir olduğunu bizlere sürekli göstererek…"
"What we see in this exhibition are works created by Zehra Doğan with persistence and resilience during her prison sentence, using any surfaces, objects and materials she could find (including brushes made out of her own hair and menstruation blood used as paint; an expression of body politics in its fullest sense) and other manifestations of the alternative realm she created while in prison."
"Görülmemiştir adlı sergide gördüklerimiz, tutukluluk döneminde Zehra Doğan’ın ısrarla ve dirençle, hapishanede bulabildiği her şeyin üzerine ve bulabildiği bütün malzemelerle (buna kendi saçlarından yaptığı fırçalar ve boya olarak kullandığı regl kanı da dahil; tam anlamıyla beden politikası) yaptığı işlerden ve kurduğu alternatif alandan oluşuyor."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.